30 Ağustos 2011 Salı

İyi Bayramlar...


Yaşadıklarınızı sitenizde yazmanıza, yaşlandığınızda da torunlarınıza anlatmanıza değecek kadar güzel bir bayram geçirmenizi dilerim. 
Sevgiler Fuska

29 Ağustos 2011 Pazartesi

Kemerburgaz Gezintisi - Dalında Domatesler


Bugün Kemerburgaz tarafına gezintiye çıktık. Dalından taze  kopmuş sebzelerden satın aldık, mis gibi orman  havasını içimize  çektik, ruhumuzu dinlendirdik, çöplüğümüze geri geldik :))


 Dalında mis kokan bu domatesleri fotoğraflamasaydım aklım kalırdı.


27 Ağustos 2011 Cumartesi

Kadir Gecesi Tatlıları - Fırın Sütlaç / Damla Çikolatalı Kek

Öncelikle Kadir Gecemiz mübarek olsun. İnşaallah layıkıyla geçirebilmişizdir. 


Dün akşam kandil olduğu için tatlı yapma fikri vardı bende. Hiç yapmadığım fırın sütlacı denemeye karar verdim ki eşimin en sevdiği benim de en sevmediğim tatlılardandır kendisi. İnternette tarifi aradım, Devletşah'ın harika fotoğraf çekimiyle sitesine koyduğu tarifi denedim. (Tarif için Devletşah'a uğrayabilirsiniz, buraya tarif yazmayacağım.) Yalnız bana biraz fazla katı geldi, bir dahakine pirinç miktarını azaltacağım. Onun haricinde başarılı bir çalışma oldu kendisi. Eşim bayıla bayıla yedi, ben de tadına baktım hiç fena değildi ;)


Fırın sütlacı hale yola soktuktan sonra, benim başım kel mi diyerek işe giriştim. En sevdiğim, bol malzemeli keklerden birini yaptım. 



Daha doğrusu ben de çeşitli kek tarifleri yoktur. Ana maddeleri hep aynı, fındık fıstık gibi yan ürünleri değişebilen kek tarifim var. Bankodur her zaman, beni yarı yolda bıraktığını hiç görmedim bu vakte kadar. Tarifini isterseniz verebilirim, istemezseniz boşuna kafa ütülemeye gerek yok. 

Dün akşam kayınvalidemlere kandilleşmeye gidince bu kekten götürdüm, çayla beraber enfesti, maaile içine düştük :)) Elime sağlık :))

Ha bi de bu çiçekli tabaklar eltim Emine yengemin doğumgünü hediyesi. Çok incedir kendisi. 

23 Ağustos 2011 Salı

Geri Dönüşüm Diş fırçalık + Pamukluk

Bundan birkaç ay önce, banyo dolabının rafında duran objelerim ve parfüm-deodorant türevi şişelerim, bir tanesine elimin çarpması sonucu domino taşları gibi birbirlerinin üzerine devrilerek komple aşağı inmişlerdi. Bereket versin ki, içlerinden sadece diş fırçalığım kırılmıştı. Bir süre fırçalarımı koyacak bir şey bulamadım, yeni bir diş fırçalık da almak istemedim, zira takım halindeydiler ve sıvı - kuru sabunluğum hala sağlamdı. Ayrıca elimde banyo dolabı ve karosuna uyacak yapışkan folyom vardı. Bu yüzden evdeki malzemelerden bir şey uydurmak istedim. 


Diş fırçalık yapacağım kutunun ağzı geniş olmalıydı, çünkü diş fırçalarımız pilli olduğu için alt tarafları  geniş. Mutfakta arayışa çıkınca baktım ki tomurcuk çay kutusu bu iş için biçilmiş kaftandı. Kapağını çöpe atıp, kendisini yapışkan folyo ile kapladım. Pamuk kutusu da kardeşimden boncuk koymak için aldığım jöle kutusuydu.  Onu da folyo ile kaplayıp takım haline getirdim. 


Bir de bu aralar terasta fotoğraf çekimleri yapıyorum, fotoğraflar çok net oluyor. Ama eve girdiğimde gözlerim şeşi beş görüyor, o ayrı...

21 Ağustos 2011 Pazar

Ekmek Pizzası - Bayat Ekmek Değerlendirme Projesi

 Koca salatadan sonra bir yemek tarifiyle daha sizlerle birlikteyiz a dostlar :)) Korkmayın sakın, bloğumu yemek bloğuna çevirmedim henüz. Ama bloğum bir hayat ve sanat günlüğü olduğu için, yaşama dair ufak ayrıntılar da paylaşmak hoşuma gidiyor. Zira bu post bir yemek tarifinden çok, bir geri dönüşüm projesi :)) 

Projemizin adı; bayat ekmek değerlendirme projesi. 



Evlendiğimden beri en büyük sıkıntım, evde devamlı birikip çoğalan bayat ekmeklerdi. Eşim sabahtan akşama kalmış ekmeği bile yemekten hoşlanmaz, bir günlük ekmeği hayatta yemez, her gün çıtır çıtır taze ekmek alır, onunda yarısı ertesi güne bayatlamak üzere kalırdı. Eşime; israf haramdır diye nutuk çekerek, dünyadaki açlıktan bahsederek,  demegoji yaparak, eşimi bir günlük ekmeği ısıtıp yemeye ikna edebildim ama benim ekmek yığınlarıma bu bile çözüm olmadı. (Halbuki günde sadece bir ekmek alıyoruz.) 

Şimdiye kadar poşette kurumaya başlayan ekmekleri, tamamen açıkta bırakıp iyice kurumalarını sağlıyor, robotta çekip, köftede kullanılmak üzere buzluğa koyuyordum. Zaman içerisinde yer gök çekilmiş ekmekle dolmaya başlayınca başka arayışlar içine girdim. İlk rastladığım tarif adını hep duyduğum ama ne olduğunu bilmediğim "paparaydı" ve çok lezzetliydi. Paparayı yakın zamanda tekrar yapıp onun tarifini ve görselini de sizlerle paylaşacağım.  

Bugün ise sizlerle ekmek pizzasını paylaşmak istiyorum. Hamuru çabucak hazırlanan ve bayat ekmeklerin ortalıktan kalkmasını sağlayan çok pratik bir tarif. Bence denemelisiniz. 

Burada postun geyik kısmını bitiyor, tarif kısmına geçiyorum :)) sevgiler... 


Ekmek Pizzası
Malzemeler:

*Küçük küçük doğranmış 1 ekmek
*1 bardak süt
*1 yumurta
*1 domates rendesi ve yarım bardak suyla sulandırılmış salça +kekik
*pizzada ne olmasını istiyorsanız o malzemeler :))

Tarifi: 

Ekmek, süt ve yumurta derin bir kapta karıştırılır. Yağlanmış yuvarlak borcama yayılır. 15 dk. kadar pişirilir. Üzerine salçalı sos gezdirilip 5 dk. daha pişirilir. Üzerine kaşar peyniri rendesi yayılır. Ben pizzama o an evde olan malzemelerden toparladığım; halka soğan, sivri biber, zeytin, sucuk koydum. Üzerine tekrar kaşar peynir atıp biraz daha pişirdim. En son ki pişme süresi size kalmış. Kaşarın erimesi size kafi geliyorsa 5 dk. kadar, kaşar kızarsın istiyorsanız 10 dk. kadar pişirebilirsiniz. Sucuk, soğan, biber sıcak fırında çok çabuk pişiyorlar zaten, çiğ kalma ihtimalleri yok, müsterih olunuz.  Tarifimiz işte bu kadarcık.

Yemek siteleri gibi milimetrik ölçü veremediğim için kusura bakmayın. Ama biraz da özellikle bu şekilde tarif verdim. Neticede damak tadınızı en iyi siz bilirsiniz. Malzemeleri çeşitlendirebilir, istediğinizi çıkarabilirsiniz. Afiyet olsun efenim. 


Sizler de kendi bayat ekmek değerlendirme projelerinizi paylaşırsanız sevinirim. 

20 Ağustos 2011 Cumartesi

Koca Salata


Ramazan ayının girmesiyle herşey ve herkes değişiyor sanki. Paylaşımlar artıyor, anlayış ve sukunet daha bir ön plana çıkıyor. 2 kişilik çekirdek ailemizde bu durumu özellikle gözlemledim. Birbirimizin işlerini kolaylaştırmak için, ev işlerini paylaşmak için eşimle aramızda çok hoş bir uyum var. Şükürler olsun.

Eşim ev işleri konusunda genelde bana çok yardımcı olur ama söz konusu mutfak olunca arkasına bakmadan kaçardı. Ramazanda karnı çok acıktığı için mutfağa pek sık girer oldu. Ben iftar hazırlığı yaparken hep yanımda olduğu için, "şu dolaba uzanır mısın, şu tabağı verir misin" gibi ricalarıma "bugün salatayı sen yapar mısın" cümlesini de ekleyince, önce isteksiz olan sonra da rahatsız olduğum için bana kıyamayıp cesarete gelen eşim bu şahane salatayı hazırladı. Aslında kendisi bir çoban salata. Ama ekstra büyük doğranmasından ve bir sevgi yemeği olmasından mütevellit adını "koca salata" koydum. Tarifini de paylaşmadan olmaz tabi ki :))

Koca Salata;
Domates, salatalık, soğan, maydanoz istenilen büyüklükte beyefendiler tarafından doğranır. Üzerine zeytinyağı, limon ve tuz eklenir. İçine sevgi katılır, iftarda görücüye çıkartılır :))  Hepsi bu kadar, afiyet olsun :))

15 Ağustos 2011 Pazartesi

Kordon


Havaların ısınmasıyla keçelere dokunamaz oldum. Ama boş durmak da çok sıkıcı. Bu yüzden son dönem oyuncaklarım bu kordonlar oldu.

Modası geçti diye elden çıkardığımız oyalık ince naylon iplerin son birkaç temsilcisini bükerek işte böyle kordonlar elde ettim. Yeni projemin baş kahramanları bunlar olacaklar.

Kordonları hazırlamak çok kolay ancak illa da iki kişi gerekiyor. Çoğunu eşimle birlikte yaptık. Akşamları eşim televizyon izlerken iplerin bir ucunu onun eline tutuşturuveriyordum. Ama birkaç tane kordon hazır ettikten sonra söylenmeye başlıyordu. Ben de sıkmadan azar azar birkaç akşam bana yardımcı olmasını istedim. Bir akşamda eltimle birlikte yaptık. Evde yalnız kaldığım zamanda ise, kapının kulpuna ipi bağlayarak çalıştım.

Aşağıdakiler de orlon iplerle yapıldı. Ama bu sıcakta onlardan bir tane bile daha yapmam. Yakın zamanda proje haline gelecekler. O zaman bitmiş hallerini de paylaşırım sizlerle.

14 Ağustos 2011 Pazar

Muhayyel Ebru


Bugün bir süredir beklediğim, güzel bir haber aldım. Mutluyum, umutluyum. Rabbim şu güzel günlerde hepimizin dualarını kabul etsin, bizleri de şükredenlerden etsin.

Ebru kursunun son dönemlerinde yapmıştım bu çalışmayı. Tam bir amatörlük eseri, çıraklık eseri demeye bile utanırım :) Ama hayalime, muhayyel ebru eşlik etsin istedim.

13 Ağustos 2011 Cumartesi

Kara Kıta için Yardıma

Yazmayalı çok zaman oldu, yazacak çok şey var. Ama ben önceliği Somalili çocuklara vermek istiyorum. Onların sesini bir de burdan duyurmak istiyorum.

Orası "Kara Kıta", orda açlık var, orda acı var, orda yaman bir imtihan var. Açlıktan iskelete dönmüş evladının, kucağında ölmesini bekleyen anneler var. Kamplara doğru yol alırken hastalanmış çocuğunu, diğer çocuklarına hastalık bulaşmasın diye çöl de bırakmak zorunda olan aileler var. Rabbim onları çaresizlikle, bizi de onlarla imtihan ediyor.

Mevsim hayr mevsimi, Ramazan'da şeytanlar bağlanmışken, hayr yapmaya kendimizden başka engelimiz yokken, durmayalım.

Yardımlar için diyanet.gov.tr