30 Ekim 2010 Cumartesi

Keçe Çiçeklerle Çanta Süslemece :))

Bu aralar fena halde maymun iştahlılık krizim tutmuş durumda. Keçelerimin renk renk olması beni benden aldı  zaar :)) Keçeden bir sürü çiçekler kesip hazırladım ama daha nerede kullanılacakları belli değil. Mantarlarım daha son rutüşları için bekliyorlar. Bir yandan da kış geldi, örgü örmeyi canım çekiyor :))  Hatta başladım bile o da yarım beni bekliyor :)) 
Karmaşık duygular içindeyim elişlerime karşı. Bunların dışında veremli gibi ciğerlerime yapışmış kalmış öksürükle cebelleşiyorum ki, onu hiç sormayın :((

Bütün bu hengamenin içinden sıyrılıp, bitişe ulaşmış bir çalışmamı sizlere sunuyorum. Kendi çapında bir geri dönüşüm hikayesi :)) Böyle bir çantaydı ve kullanırken o yazıya gıcık oluyordum.




Şimdi böyle bir çanta...

Bir turkuaz sever olarak sonuçtan çok memnun kaldım. Artık gönül rahatlığıyla laptopumun çantası olarak kullanacağım bunu. 
(Farkındayım fotoğraf berbat görünüyor. Ama muşamba türü bir çanta olduğu için parladı. Profesyonel bir fotoğrafçı olmadığım için, benim nezdimde bunun çözümü yok. Adım  Hıdır, elimden gelen budur :)))

26 Ekim 2010 Salı

Keçe Mantar Taslakları


Hastalıktan ufak ufak sıyrılmaya başladım çok şükür. Böylelikle elim keçelerime değebildi :)) Ama anladım ki öyle uzaktan göründüğü gibi çok da kolay bir iş değilmiş keçe ile uğraşmak.
Keçe satın aldığım zaman zannettim ki, keçeleri kalıplara göre keserim, sonra da silikon tabancasıyla yapıştırırım olur biter. Dikkat edin dikmeye tenezzül bile etmiyorum, yapıştıracaktım, göyaaa.... Fekat kazın ayağı öyle değilmiş, böylelikle anlamış oldum.

Keçeleri sadece kesip bıraktığımda, yaptığım işlerin taslak gibi durduğunu gördüm. Mecburen kestiklerimi iğne iplik marifetiyle birleştirmeye koyuldum. Ve gördüm ki böyle çok daha güzel oldu. Bunu sizlerin de görmesi için işlenmiş ve işlenmemiş çalışmalarımı yanyana fotoğrafladım. Sizler de benim gibi mi düşünüyorsunuz?

25 Ekim 2010 Pazartesi

Sanatsal Çalışmalarım İçin Ön Hazırlık

Herşey hazır. Örülmüş çiçekler;

Yoyolar ve fuxicolar;


Keçe kalıplarım ve;
Kesilmiş keçeler, fakat;

ben de derman yok. Yılın ilk soğuk algınlığını yaşıyorum. Köhür köhür öksürmekten içim dışıma çıktı. Malzemelerim bana, ben malzemelerime bakıyorum. Bakalım ne zaman buluşuruz.

22 Ekim 2010 Cuma

Teneke Nakışı :))


Oldu evet sonunda bu da oldu. Ben evde oturmaktan kafayı sıyırmanın eşiğine gelince, teneke işlemeye de başladım. Allah sonumu hayır etsin. Şahsen ben iyi görmüyorum:))

Birkaç hafta evvel internette gezinirken, adını hatırlayamadığım yabancı bir sitede görmüştüm bunlardan. Takı tasarım malzemelerim annemde olduğu için, yapamamıştım. Salı günü anneme gidipte, bir yığın hobi malzememle eve dönünce, oturdum bunlardan yaptım. Ha bu arada bunlar nedir, ismi var mıdır bilmiyorum. Ben adını teneke nakışı koydum, onlara öyle hitap ediyorum, bu böyle biline :))


Yapılışı çok basit. Bildiğimiz delikli yüzük kasnağına nakış ipleriyle çeşitli şekiller işliyoruz. Hepsi bu. Ondan sonra da istediğiniz yerde değerlendirin.Ben şimdilik size fikir vermesi açısından bir yoyonun ve hazırladığım keçe çiçeğin ortasına yerleştirip, resimledim. Çiçek göbeği olarak çok hoş oldu. Tabi tek olarak da bir kazak yakasını hareketlendirebilirler. Tercih sizin. Bakalım ben ne yaparım.


20 Ekim 2010 Çarşamba

Ben de Keçelendim :))


Burada bahsettiğim keçe siparişlerim cumartesi günü elime geçti. O an yaşadığım mutluluğun tarifi yok. Renk renk cıvıl cıvıl keçe tabakaları elimdeydi artık. Ama cumartesi ve pazar misafir bombardımanına tutulduğum için hiçbiriyle ilgilenemedim. Pazartesi yorgunluk çıkartıp, salı anneme gittiğim için de yine keçelerimle kavuşamadık. Bugün ise kursumun ilk günüydü. Keçelerimle ne zaman haşır neşir olacağım bilemiyorum.

Gerçi onları böyle seyretmesi de çok güzel. Bakar mısınız rek cümbüşüne. Sipariş verirken renklerin içinde o kadar kendimden geçmişimki, en temel renkler beyaz ve kahve rengini unutmuşum :(  Bunlarla iş çıkarmadan yeni bir sipariş verirsem aile faciasına sebep olabileceğim için, şimdilik bunlarla idare edeceğim. Bakalım neler olacak, ortaya ne güzellikler çıkacak.

16 Ekim 2010 Cumartesi

Metalik Taşlar ve Evcil Örümcek :))


 Burda örümceğin yapılışını, burda da taşların yapılışını anlatmıştım. Onları bir sepette bir araya getirdim. Böylelikle örümcek de doğal (!) yaşamına kavuşmuş oldu :))

15 Ekim 2010 Cuma

Güllü Tepsi


Bu aralar feci halde hobim gelmiş durumda. Yattığım zaman gözüme uyku girmiyor. Bir sürü projeler zihnimde dönüp duruyor, kalkıp hayata geçirmek istiyorum ama malzemelerimin büyük çoğunluğu annemde. Daha doğrusu bekarken, annemin hobi mazlemelerine kendimi doğal varis ilan ettiğim için, hiç malzeme sıkıntısı çekiyordum. Orda çok mutluydum. Aklıma proje geldi mi gecenin 2sinde kalkıp, onu hayata kavuşturuyordum. Şu an hobi malzemelerimden  ayrıyım. Bir yanım buruk:))

Eşimi malzeme alımı konusunda çok sıkıştırıyorum, o da sağolsun eve mazleme taşımaya başladı. Keçe siparişi de verdim, cumartesi elime geçer. Merakla gelmelerini bekliyorum.. 

Dün yeni edinmek istediğim hobi için kursa kayıt oldum. Haftada bir gün kursum olacak. Hobimin ne olduğunu, ortaya çıkardığım ilk sanat eseri eşliğinde açıklayacağım. 

Yavaş yavaş eski şanlı günlerimize döneceğiz:)) Çok güzel şeyler olacak yakında burda. Beni izlemeye devam edin:))

Şimdilik daha önceden yapıp, fotoğrafladığım bu tepsiyle idare edin. Peçete tekniğini kullanarak yaptım ve artık evimde size gösterecek tepsim kalmadı :)) Elimdeki ahşap boyama malzemelerini eltime götüreceğim, onunla birlikte güzel projeler yapacağız inşaallah. O zaman onları da sizlerle paylaşırım.





13 Ekim 2010 Çarşamba

Kış Hazırlıkları


Kış geldi. Havalar iyice soğudu. Kış hazırlıkları yapmanın vakti geldi de geçiyordu bile. Pazarlarda gezdikçe  minik minik turşuluk salatalıklar, fasulyeler gördükçe canım turşu yapmak istiyordu.

Şimdiye kadar hiç tek başıma turşu kurmamıştım. Acaba tutar mı, acaba erir mi, acaba çürür mü diye düşüncelere gark olmuştum ki, düşüneceğime yapayım da olur mu olmaz göreyim dedim. (Ne kadar fiilli bir cümle kurdum, bir turşu için bunca fiili gerçekleştirmişim, turşuya verdiğim değeri görüyor musunuz? :))

Neyse efenim, lafı uzatmayalım, şimdilik herşey yolunda. Geçen hafta kurduğum turşular  oldular, Amerikan salatası yaptığım zaman kornişonları çıkarıp salatada kullandım. Çok lezzetliydiler. 

Ayrıca turşu yapmak çok keyifli birşey. Herkese tavsiye ederim. Fasulye turşularımı asitli içecek şişelerine kurdum. Onlarda olunca hiç bozulmuyormuş. Bu da benden size küçük bir turşu tüyosu olsun ;)

Bir hobiseverin yaptığı turşunun incecik beline de bir fiyonk yakışırdı yani :))


Bir de böyle eşden dosttan gelen gıda maddeleri var sizlerle tanıştırmak istediğim. Halime abla yapımı mis gibi tarhana ve annemin topladığı fındıklar. Safranbolu sarmısağı, Giresun pekmezi, anne yapımı vişne reçeli de diğer adresime ulaşan yiyecekler. Büyük çoğunluğunu dağıttım. Birileri bana verdi, ben de diğerlerine...Paylaşmak güzel şey.

5 Ekim 2010 Salı

Hediyelerim; Şans Filleri, Jarse kumaş, Aynalı Duvar Saaati

Bu aralar pek bi keyifsizim. Aksilik üstü aksilik yaşıyorum ama var elbet bunda da bir hayr. 

Bankacılığa hiç bu kadar yaklaşamamıştım,  yaklaştım yaklaşmasına ama... olmadı gitti. Sonuç hüsran...

Spk lisansı için başvuru tarihininin açıklanmasını aylardır bekliyordum. Spk sınav sisteminin değişmesiyle , düzenli olarak yapılan sınavın tarihleri şaştı. Açıklandığı dönemde ise nedense ben boşvermiş bulunmuşum, gözümden kaçmış. Kayıt tarihinin son günü durumu farkettiğimde ise çok geç kalmıştım. O gün bütün gün Ziraat Bankasında sistemler durmuş, işlem yapılamıyordu. Velhasıl kayıt tarihini kaçırdım. Spk sınavına girmekte yalan oldu... Önümüzdeki maçlara bakacağız artık. Pardon önümüzdeki sınavlara demek istedim :))

Ben, keyfim ve kahyası canımız sıkkın, hayattan bıkkın şekilde oturuyoruz. (Hemen görüldüğü üzere bir parantez açıyorum buraya. Bazen eşim evi arayıp, hal hatır sorup "ne yapıyorsun" diye sorduğunda. "hiç birşey yapmıyoruz, oturuyoruz" diye cevap veriyorum. O da merakla "kimle" diye soruyor, cevap belli "ben, keyfim ve kahyası" :))))))

Neyse konumuza dönelimefenim. Ben, keyfim ve kahyası canımız sıkkın, hayattan bıkkın şekilde oturduğumuz sıralarda, bakarken içimin açıldığı küçük dekoratif eşyalarımı sizlerle tanıştırmak istedim. Bunlar ben evlendikten sonra hediye gelen objeler. Aslında bir sürü böyle dekoratif malzemeler var evde sizlerle tanıştırmak istediğim. Ara ara bunu yapacağız. Sizlere de belki fikir verir.

Birincisi Tuğba yengemin doğumgünümde bana hediye ettiği bu şans filleri. Aslında inancım yoktur böyle şeylere ama öyle sevimliler ve bana özeller ki, baksanıza taşlı taşlı...

Evin her odasına koydum bu şans fillerini :)) Her odaya şans getirsinler :)) Belki bir odadan diğerine ulaşmaz şans enerjileri :)) O yüzden elimde filler, ben gezmekteyim :)) Ayrılamadığımdan değil yani :))

Fillerin fotoğraf çekilirken üstünde durdukları zemin, ablamın kumaş alışverişinden sonra, ablamdan cebren ve hile ile aldığım jarse kumaş. Çok hoş bi dokusu var. Ablam kendine bluz yapmak için almış ama benim amacım başka...



Saatte eltim Sema'nın ev hediyesi. Evimizde bir sürü masa saati var ama bir duvar saatimiz yoktu. Çok beğenerek kullanıyoruz.

Kendisi bir ayna aynı zamanda. Fotoğrafta, üzerine yansıyan taşlı avizeme takım olacak şekilde seçmişler eşiyle birlikte. Zira avizemin tavana paralel duran kısmı aynadan müteşekkil.

Çok beğeniyordum bu avizeleri. Ev kurulurken ısrarcı oldum, oturma odama aldım, taktırdım, içim rahatladı :)) Konuyla çok alakasız belki ama gerçekten alışveriş yapmak iç sıkıntısına ne kadar iyi geliyormuş evlenince anladım :)) Eşiniz haftasonunda dışarı çıkmak yerine evde pineklemek mi istiyor. Dışarı çıkmamak için haftanın yorgunluğunu bahane edip, türlü organlarının ağırdığını söyleyip, sizi tabiri caizse "fıtık" mı ediyor. Bir yolunu bulup onu dışarı çıkarıyorsunuz. Eksikler olmasa da onu çeşitli mağazalara sürükleyip, alışverişin gözünü çıkarıyorsunuz. Sonuç "fıtık öyle edilmez, böyle edilir."  :)))

Ama sonraki haftasonlarını gözden çıkarabiliyorsanız bu kadar baskın yapın. Yoksa dozunda bırakın. Zira bir daha asla dışarı çıkmaması için altın vuruş yapmış olabilirsiniz :))

Benim canım sıkkın mıydı? Alışverişin düşüncesi bile insana keyif veriyor :)))


1 Ekim 2010 Cuma

Aplike Kot Çanta


Bu aplike çantayı, bayram hediyesi olarak gönderdiğim çantayla aynı zamanda hazırlamıştım. Annemin kenarda kalmış kot kumaş parçalarını tam atacaktım ki, neden değerdendirmiyorum dedim ve bu çantalar ortaya çıktı. Yapılışının detayları diğer aplike çanta ile aynı, o yüzden çantanın yapılışını uzun uzun burda anlatmayacağım.

Yalnız, aplike yapmanın çok zevkli bir iş olduğunu söylemeden edemeyeceğim. Ben normal kumaşlarla çalıştığım için, kumaşları telalamak zorunda kaldım. Ona rağmen keyifliydi. Aplike keçeyle yapıldığında tela derdi de olmadığı için çok daha keyiflidir eminim. Acilen keçe almalıyım. Aplike aşkım geldi :)))